Sosyal Medya

Makale

Batı’nın sandığı kadar aptal olabilir miyiz?

Darbe giriÅŸimi sonrası tasfiye hareketinin geniÅŸlemesi ve idam cezasının yeniden ihdas edilmesi ihtimali, Batı’da olumsuz öngörülerin doÄŸrulanması olarak okunuyor. ErdoÄŸan’ın elde ettiÄŸi meÅŸruiyeti kendi otoritesini pekiÅŸtirmek için kullanacağı ve her türlü muhalefetten kurtularak Putin’vari bir rejim kuracağı düşünülüyor. Bu onlar açısından afaki bir deÄŸerlendirme deÄŸil… AK Partililer dışında sadece bir avuç insanı kenara koyarsak, Batılılar’ın temasta oldukları iÅŸ insanları, yazarlar ve aydınların birçoÄŸu hala bütün bu olan bitenin ErdoÄŸan tarafından kurgulandığını anlatıyor. Dolayısıyla Batı’ya akan bilgiyi ciddiye alırsanız, ErdoÄŸan’ın ‘darbeyi haber alıp yapılmasına izin verdiÄŸi ve sonra da bastırarak gücünü tahkim ettiÄŸi’ senaryosuna inanmanız iÅŸten deÄŸil.

***

Bunun arkasında Batı dünyasının hazımsızlığının yattığı açık. Türkiye’nin ontolojik açıdan ‘demokrasi handikaplı’ olduÄŸu kabulüne dayanan bir oryantalizmle, IŞİD sonrası yüzeye çıkan Ä°slamofobinin bileÅŸimi, ErdoÄŸan’a yönelik nefretle bütünleÅŸmiÅŸ durumda. ErdoÄŸan Batı’nın ‘DoÄŸu’ olarak küçümseyip horladığı hemen her türlü niteliÄŸin doÄŸrudan taşıyıcısı gibi gösteriliyor… Batı yıllar boyunca Türkiye’yi AK Parti karşıtları üzerinden okuduÄŸu için, son dönem ortaya çıkan otoriterleÅŸme ve keyfilik eÄŸilimlerini de ‘doÄŸal’ görüyor. AK Parti’nin ilk dönemindeki demokratik eÄŸilimlerin mecburiyetten kaynaklandığını, ülkedeki idari yapının yıkılıp kaotik bir enkaz haline getirilmesi sonrasında, bütün sisteme ErdoÄŸan tarafından el konulduÄŸunu düşünen sayısız gazeteci, siyasetçi ve bürokrat var.

Belki bazıları söylediklerinin yanlış ve yanlı olduÄŸunun farkındalar ama bunca zamandır sahiplendikleri retoriÄŸi bir anda deÄŸiÅŸtirmeleri mümkün deÄŸil. Öte yandan Batı toplumlarındaki Türkiye algısının da çok olumsuz olduÄŸunu kaydetmekte yarar var. Sıradan bir Batılı için Türkiye’deki hükümet ve Meclis CumhurbaÅŸkanı’nın elinde bir araçtan ibaret ve popülizan bir halk liderliÄŸinin ötesinde ErdoÄŸan’ın meÅŸruiyet kaygısı yok. Åžimdi ondan beklenen, kriz süresini rakiplerine gül uzatarak geçirmesi ve sonrasında kendi hayallerini gerçekleÅŸtirecek antidemokratik adımları atması…

***

Türkiye maalesef bu abartılmış, önyargılı ve bazen kötü niyetli beklenti karşısında çaresiz bir ÅŸekilde duruyor. AK Parti medyası söz konusu kötü niyete takılıp kalmış ve stratejik bakma yeteneÄŸini kaybetmiÅŸ durumda. Rusya ve Ä°ran ise Türkiye’nin ‘yanında’ yer alıyor görüntüsü vererek, Batı’dan daha da uzaklaşılmasını teÅŸvik ediyorlar. Böyle bir Türkiye’nin OrtadoÄŸu’da ‘kucaklarına düşeceÄŸini’ hesaplıyorlar.

Gururun ve kabadayılığın psikolojik olarak prim yapabildiÄŸi, ama aynı zamanda bizi körleÅŸtirebileceÄŸi bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’nin önündeki iki büyük meseleden biri olan Kürt barışı çözümsüzlüğe itilmiÅŸ ve kontrolün kaybedilmesine ancak asayiÅŸ tedbiriyle cevap verilebilmiÅŸ durumda. Ekonomide ise, eÄŸer kendimizi kandırma niyetinde deÄŸilsek, birkaç ay içinde sıkıntının belirtileri görünür hale gelecek ve uluslar arası finans piyasasının deÄŸerlendirmeleri kritik olacak.

***

Böylesine hassas bir dönemeçte, faiz hadleri ‘fetocular’ yüzünden inmiyordu gibi cehalet ötesi laflar etmeyi sürdürürsek veya ‘ille de Topçu Kışlasını yapacağız’ demeye devam edersek, ya da sıradan insanları CIA casusu yapmak üzere asparagas haberciliÄŸe tevessül edersek, bunun dünyadaki okunma ve yorumlanma biçiminden de rahatsız olmayalım.

Türkiye güçlü olmak için gerçek bir fırsat yakaladı. EÄŸer iç barışa, açık iletiÅŸime ve demokratik hassasiyete geri dönebilirse... Aksi halde oryantalizm haklı çıkabilir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.